İçeriklerimizi okumaya vaktiniz olmadığını düşünüyorsanız, dinlemeyi tercih edebilirsiniz. Sizin için seslendirdik..SoundCloud için, Spotify için bağlantılarını kullanabilirsiniz.
Herkese merhaba! Bildiğiniz gibi önceki postamızda maden sektörünün hava kirleticilerinden bahsetmiştik fakat doğadaki kaynaklarımızdan havanın yanında toprak ve su da olması sebebiyle, bu endüstrinin çevreye etkisinin boyutunu konuşmaya devam etmek istedik. Gelin, bu etkileri hep birlikte inceleyelim. Sevgi ve iyilikle, yeşil kalın.
Madencilik sektörünün toprak, su ve havaya karşı sorumlu olduğu hususlar, prosesin işleyişindeki birtakım sorunlarla göz ardı edilebiliyor. Tahmin edilenin aksine maden sektöründen kaynaklanan kirleticiler noktasal özellikte değil, yayılı bir dinamiğe sahip olarak etki alanını geniş tutmaktadır. Metal konsantrasyonlarının artması sonucu çevrede bulunan tarım alanlarına olumsuz etkisi bugün dünyadaki pek çok uygulamada görülmektedir. Türkiye’de de sık başvurulan siyanürle altın üretme tekniğinde kullanılan siyanür çözeltileri işlem sırasında yönetimi doğru yapılmadıkça insan ve çevre sağlığına zarar vermektedir. Madenlerin çıkarımı süresince bekletilen atıklar yanlış depolandığı takdirde toprağa ve dolayısıyla yer altı suyuna sızarak çok büyük etkilere sebep olabilmektedir. Maden endüstrisinde sıklıkla kullanılan bir diğer yöntem olan asitli maden drenajı, yüksek sülfat konsantrasyonu ve ağır metal içeriğiyle atık kaya yığınları, yer altı ocakları ve atık göletlerinde kimi zaman geri dönülemez kirliliklere yol açmaktadır. Kontrol alanının çok geniş olması ve yönetiminin zor tekniklere dayanması sebebiyle maden sektöründen kaynaklanan kirleticiler iklim krizini yaşıyorken düşünülmesi gereken önemli bir kaynak olmaya devam etmektedir.
Yazar: Aslı
Editör: Zeynep
Fotoğraf: Unsplash üzerinden Kai Dahms
Kaynak: I
Gündem
BBC’nin haberine göre 2011’de gerçekleşen Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki kazadan sonra ortaya çıkan radyoaktif atıkların belirli süreler aralığında okyanusa bırakılacağı söylendi. Çevre örgütlerine göre sucul canlılara büyük zarar verebilecek bu uygulama hakkında balıkçılar da işlerinin ciddi bir darbe alacağını söylüyor. Haberin detayına bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bir Düzeltme..
“Hangi Kuşun Sesinde Dinlenelim?” postamızda, Gündem içeriğindeki soyu tükenen cinsin ismi “Spiks arası”dır. Yanlış isimlendirme için sizlerden özür dileriz.