
Herkese merhaba! ‘’Hastalar, kardeşlerim iyileşeceksiniz, Ağrılar, sızılar dinecek!’’ demişti Nazım Hikmet. ‘’Yeryüzü sıcak olsun diye’’ hala iyileşemeyen ve hiç iyileşemeyecek kardeşlerimiz ne yapacaklar? ‘’Omlet yapabilmek için kırılması gereken yumurtalar’’ tahmini hangi sayıya ulaştığında vazgeçecekler? Aklımızda temiz hava solumanın hak olduğu, kalbimizde Nazım’ın dizesi, tüm umut ve direncimizle bekliyoruz o günlerin gelmesini. Yeşil kalın! Sevgi ve iyilikle…
Türkiye’de bugün itibariyle 28 adet aktif çalışan termik santral bulunuyor. Yaklaşık 50 yeni santralin de plan aşamasında olduğu söyleniyor. Yani kömürün yakılmasından kaynaklı toksik gaz ve partikül maddeler 28 farklı yolla payınıza düşebilir şu an. Ortalama kapasitede bir santral saatte 80 tona kadar su kullanabiliyor. Üstelik buna kömürü temin etme aşaması dahil değil. Çıkıştaki atıksuyun yönetimi ise çoğu yerde doğru uygulanmıyor. Hem hava hem de su kirliliği nedeniyle tarımsal toprak ve ürünler verimini kaybediyor. Ekonomik olarak kazancının iyi olmadığını söylemek mümkün, öyle ki tüm dünyada mevcut santrallerin %42’si zarar ediyor. Aşağıdaki görüntü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygulamasından, hayatlarımızın ‘’normal’’ olduğu bir günden seçilmiş hava kalitesi indeksi sonuçları.

Buradan ise bir haritada toplanan tüm termik santralleri görebilirsiniz. Tek sebep olamaz elbette ama iki görüntü arasındaki bağlantıyı fark etmek mümkün.
Kaynakça: https://www.youtube.com/watch?v=DVdyjXRxakI
Derleyen: Aslı
GÜNDEM
Rüya sona erdi. Geçtiğimiz ay koronavirüs tedbirleri kapsamındaki karantina uygulamasını sona erdiren Çin’in hava kirliliği kısa sürede rekor seviyelere ulaştı. Ekonominin yavaşlatıldığı dönemde hava kalitesinin büyük bir ölçüde iyileştiği ülkede, önlemlerin kaldırılmasıyla birlikte bu iyileşmenin kısa süreli olduğu ortaya çıktı.
İlginç konu seçimi, yazılarınız bir daha uzun olursa çok sevinirim.
LikeLike