
Herkese merhaba! Umarız bu mailin size ulaştığı, sizin de sağlıkla okuduğunuz bir gündür. Bu günlerden birçok şey öğreniyoruz. Bir musibetin bin nasihatten yeğ olduğunu görüyoruz. Doğal kaynaklarımızın önemini, farkına varamadığımız nice olgunun değerini biliyoruz; umarız öyledir. Musluğu açtığımız her anda ulaştığımız temiz suyun hijyenimiz için ne önemli olduğunu fark ediyoruz. Çünkü biliyoruz, su varsa hayat var. Yeşil kalın! Sevgi ve iyilikle…
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)’nın konuyla alakalı somut bir cümlesi var: ‘’ Yerküre üzerindeki suyun tamamı beş litrelik bir şişeye konsa, biz insanların erişebileceği tatlı su miktarı yalnızca bir yemek kaşığı kadar.’’ Tatlı su kaynaklarını korumak içme suyu ihtiyacımızın karşılanabilmesi için önemli. Ayrıca yeterli ve kaliteli suyun varlığı tatlı su ekosisteminin olduğu kadar, gıda güvenliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın da temel koşulu. Ekonomik büyüme, enerji güvencesi, iklim kriziyle mücadele etme gibi birçok konunun temelinde su kaynaklarının sürdürülebilir olması yatıyor. Tam da bu nedenle herkese ait bir sorun. Daha önceki postalarımızda Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını söylemiştik. Araştırmacılar, aralarında Hindistan, Pakistan, Türkmenistan ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu 27 ülkenin “yüksek seviyede su kıtlığı tehlikesi” ile karşı karşıya bulunduğuna vurgu yapıyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün yayınladığı rapora göre su kıtlığı riskinin en fazla olduğu 17 ülkede tatlı su kaynaklarının yüzde 80’i tüketilmiş durumda. Türkiye ise “su kıtlığı riski listesinde” 164 ülke arasında 32. sırada yer alıyor.
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.wwf.org.tr/calismalarimiz/tatli_su/
https://www.bik.gov.tr/dunyayi-korkutan-su-kitligi-tehlikesi-kapida/
Derleyen: Aslı