
Herkese merhaba! İklim krizinin hep bizden uzak yerlerde gerçekleşeceğini düşünürüz, Bundan yüz yıllar sonrasında su kıtlığı yaşayacağımızı, nesiller sonra doğal kaynaklarımızın tükeneceğini sanırız. Bu fikir hem küresel hem de zaman itibariyle baştan sona yanlış olmakla birlikte konuya olan ciddiyetimizi de azaltıyor. Hükümetler su altyapısına yatırım yapmazsa ya da yenilikçi teknolojiler kullanamazsa, politikaları, düzenlemeleri ve yönetimi modernize edemezse iyimser iklim modelleri bile su paylaşımındaki eşitsizliğin zirve yapacağını öngörüyor. Yeşil kalın! Sevgi ve iyilikle…
Öncelikle, suya erişimdeki sıkıntıların sadece Afrika ülkeleri gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşandığı bir yanılgıdır. ABD’de, İngiltere’de de bugün su kıtlığı yaşanabilir, yaşanıyor da. Suyun, sadece gelişmekte olan ülkelerin değil, dünyamızın bir sorunu olduğu kabul edilmeli ki kaynakların dağılımındaki adalet sağlanabilsin. Savaşlar, ülkelerin siyasi gerilimlerinin artması, nüfus artışı dünyadaki su rekabetini ve suya erişimdeki zorluğu arttırıyor. Bununla birlikte bölgesel olarak, bugün Türkiye’de bir yetkili çıkıp şu günler arasında su kaynağını kesiyoruz dese, yaşanabilecek kaos muhtemelen şu an için hiçbirimizin hayal edebildiği ölçüde olmayacaktır. Dünyanın farklı bölgelerinde yapılan bu uygulamaya ‘’Day Zero’’ deniyor ve su planlaması uygulaması olarak niteleniyor. Hindistan’da bir gün ‘’Day Zero’’ yaşarken ABD’de içme suyu boru hatlarında kurşun tespit edildiğinden su kıtlığı baş gösterebiliyor. En büyük temel ihtiyaçlarımızdan biri olan su kullanımı için coğrafya kader değil, Dünya coğrafyasındaki paylaşımında eşit ve adil olmaktan bahsetmemiz gerekiyor.
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.yesilodak.com/kuresel-su-paylasimindaki-esitsizlik
https://kuzeyormanlari.org/2020/02/08/kuresel-su-krizleri-esittir-ekonomik-kriz/
Derleyen: Aslı