Bugün E-Posta Kutunuza Geleceğimizi Bıraktık

 Merhaba, günlük hayatımızın büyük bir kısmında bizlerle olan paket gıdaların, göründüğü kadar masum olmadığını biliyor muydunuz? Gelin bugün, her gün yediğimiz gıdalardan farkında olmadan nasıl zehirlendiğimizi öğrenelim. Daha fazlası için de aşağıdaki videoyu izleyelim. Unutmayalım ki, bir şeyleri değiştirmek istiyorsak buna önce kendimizden başlamalıyız. Şimdiyi ve geleceğimizi, yarınlarımızı her gün daha da sahiplenebilmek dileğiyle. Yeşil kalın, sevgi ve iyilikle.

Bir markete girdiniz alışveriş yapacaksınız. İlk önce kahvaltılık reyonlara baktınız. Süt ürünleri, sosis,salam, sucuk, zeytin. Sonra diğer gıdalara baktınız. Meyve suyu, kek, kurabiye, çikolata. Hiç düşündünüz mü bu gıdalar nasıl üretiliyor? İçlerine neler katılıyor? Yani meyve suyu üretilirken meyve dışında neler katılıyor? Ya da sosis, salam, sucuk üretilirken et dışında neler katılıyor? Ambalajlanmış gıdalara birçok gıda katkı maddesi katılıyor. Ancak hepsinin tek bir ortak özelliği var. Gıda koruyucusu kullanılması. Gıda koruyucusu nedir, neden kullanılır? Gıda koruyucusu gıda üreticisinin raf ömrünün kısalmasından kaynaklanan maddi zararı önlemek adına kullandığı gıda katkılarının tamamına verilen addır. Ve ülkemiz Avrupa Birliği uyum sürecinde olduğu için Türkiye Cumhuriyeti devlet sınırlarında gıdayla ilgili tüm yönetmelikler Avrupa Birliği standartlarında düzenlenmiştir. Yani koruyucuların önemli bir kısmı belirli doz ve limitlerde kullanımına izin verilirken belirli bir kısmının ise kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Ülkemizde en çok 3 adet gıda koruyucusu ithal ediliyor. Bunlar ülkemizde üretilmiyor maalesef. En çok Çin’den, Almanya’dan ve diğer ülkelerden tedarik ediyoruz. Sodyum benzuat, potasyum sorbat ve en çok karşımıza  işlenmiş et ürünlerinde çıkan sodyum nitrat. Yıllık ortalama 11 milyon dolar civarı ithal ediyoruz. Dünya pazar boyutuna baktığımızda 300 milyar dolar bir dünya pazar boyutu bulunmakta. Ülkemiz ise her yıl ortalama 8 bin ton civarı ithalatını gerçekleştiriyor. Ben özellikle son zamanlarda bilboardlarda görüyorum. Koruyucusuz gıdalar işte içecekler işte sosyal medyada rastlıyorum. Aslında koruyucusuz gıdalara da bir talep mevcut. Yani gıda koruyucularının aslında zararlı olduğunu da biliyoruz. Peki bunlara bilimsel olarak bakarsak nedir gıda koruyucularının zararları. Son kullanma tarihine yaklaştıkça gıda koruyucuları tatta acılığa neden oluyor. Özellikle meyve suyunda bulunan sodyum benzuat çocuklarda hiperaktiviteye neden oluyor. Hali hazırda gastrit, reflü ve benzeri bir sindirim probleminiz varsa gıda koruyucular bunun artmasına neden oluyor. Ve en kötüsü vücut direncinizi düşürerek kansere ve genotoksit etkiye neden oluyor. Ben burda biraz genotoksit  etkiyi açmak istiyorum. Genotoksit etki vücuda yabancı bir besin, madde girdiği zaman genlerimizin dönüşümsüz olarak hasarlanmasına verilen addır. Sadece genlerimiz hasarlanmakla kalmıyor bizden sonraki nesillerin dahi DNA dizilimi maalesef bozuluyor. 2017 yılında Sakarya Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir çalışmaya göre sizlere demin bahsetmiş olduğum bu koruyucular ve diğer koruyucuları önerilen dozlarda dahi tüketsek genotoksit etkiye neden oluyor. Daha da açıklayıcı konuşmam gerekirse 5’li paket bir sosis düşünün lütfen bir tanesi 50 gramdır. Her gün 50 gram sosis tüketen bir birey 8. ayın sonunda kolon kanseri ve benzeri türlerine yakalanma olasılığı %21 artıyor. Yani her gün 5 mg sodyum nitrat bizi hasta etmeye, kanser etmeye ve bizden sonraki nesle dahi zarar vermeye yetiyor. Aslında bu sadece gıda koruyucularının verdiği bir etki de değil. Anne sütüyle ilişiği kesilen paketlenmiş gıdayı tüketen tüm bireyler maalesef bu duruma maruz kalıyor. Yani yeni doğan bir bebek eğer glikoz şuruplu bir bebek maması tüketiyorsa maalesef o da bu etkiye maruz kalıyor.

search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close