Herkese merhaba, iklim krizi, iklim değişikliği gibi kulağımıza çalınan kelimelerin somut sonuçlarını uzun bir süredir çeşitli olaylara maruz kalmak suretiyle gözlemlemekteyiz. Her geçen gün, bizlere içinde yaşadığımız dünya adına bir adım atmak için fırsat sunuyor. Doğan ve batan her güneş bize yaşadığımız ve yaşatmaya çalışacağımız günlerimiz olduğunu söylüyor. Hiçbir zaman geç olmayabilir, ama bir gün her şey geçmiş de olabilir. Türkiye de değişen iklimin somut sonuçlarına görünür bir biçimde maruz kalmakta. Gelin bugün geç olmadan, yepyeni bir günde yaşamak için yaşatalım, yaşatmak için yaşayalım..
Yeşil kalın, sevgi ve iyilikle..
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, “İklim değişikliğinin etkileriyle Türkiye, subtropikal iklimden tropikal iklime doğru geçiyor. Bugünkü sıcaklık rejimi neredeyse tropikal iklim koşullarına yaklaşmış durumda” dedi.
Yaz ve kış arasındaki fark azalıyor
İklim değişikliğinin etkilerinin Türkiye’de açık şekilde görüldüğünü kaydeden Türkeş, yaz ve kış arasındaki farkın azaldığını, bahar aylarının etkisinin uzadığını dile getirdi: “İklim değişikliğinin etkileriyle Türkiye, subtropikal iklimden tropikal iklime doğru geçiyor. Bugünkü sıcaklık rejimi neredeyse tropikal iklim koşullarına yaklaşmış durumda. Özellikle kışın etkisi azalıyor. Bahar mevsimleri daha ılık geçebiliyor. Tüm bunlar daha ılıman bir döneme gidildiğini gösteriyor. Bütün bunlar, bugün için değil ancak dört mevsimden, yılın bir serin ve soğuk bir de sıcak ve ılık döneminin olduğu iki mevsiminin oluşabileceği bir tropikal iklime doğru gidildiğini gösteriyor.”
Yaşanan mevsimsel değişikliklerin nedeninin küresel iklim değişikliği olduğunu vurgulayan Türkeş, “Özellikle yüzey ve alt atmosfer sıcaklıklarının artması, buna bağlı olarak da zaman içinde okyanus ve deniz suyu sıcaklıklarının artışı ve bunlarla ilgili hava olayları, bu değişiklikleri etkiliyor. İklim değişikliği, bölgesel hava dolaşımıyla basınç ve rüzgar sistemlerini değiştiriyor” ifadelerini kullandı.
Edirne’de katıldığı sempozyumda konuşan Prof. Dr. Türkeş, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve önüne geçilmesi için ilk olarak fosil yakıt kullanımının düşürülmesi gerektiğini söyledi. Enerji sektöründe yoğun seragazı salımı olduğuna işaret eden Türkeş, şunları kaydetti: “Enerjide, ulaşımda, tarımda ve konutta daha az fosil yakıt kullanılmalı. Enerji tasarrufu ve enerji verimliliği ilkelerini tüm sektörlerde ve hayatımızda kullanmalıyız. Yeni ve yenilenebilir enerjinin birincil kaynaklar içindeki oranının artırılması lazım. Yaşam tarzımızın ve tüketim alışkanlıklarımızın değiştirilmesi gerekli. Toplu taşımanın geliştirilerek bireysel araç kullanımının azaltılması gerekli. Baştan aşağıya yapılacak değişikliklerle seragazı salımını azaltmalıyız.”
Bu metin yeşilgazete.org’dan alıntıdır.