Merhaba, çocuklarımız.. Yarınımız, geleceğimiz. Büyüklerinden ne görüyorsa onu yapıyor, ne duyuyorsa onu kazıyor aklına. Daha küçücüklerken öğreniyorlar. Büyükleri nasıl davranıyorsa öyle davranmaya meylediyorlar. Çünkü örnek alabilecekleri kişi kendi büyükleri. Ve biz. Büyükler.. Bunun böyle olduğunu bildiğimiz halde, neden geleceğimize tutunmuyoruz? Neden yarınlarımıza güzelliği, iyiliği, sevgiyi, merhameti vs. öğretmiyoruz. Gelin bugün buna bir adım atalım. Geleceğimiz hep yeşil kalsın diye onlara yeşil bir kitap armağan edelim. Doğayı birlikte şekillendirelim, yarınlarımızla birlikte. Ne dersiniz? Yeşil kalın, sevgi ve iyilikle.
1-) Bulut Kuş – Bai Bing, Günışığı Kitaplığı (Ara sınıfı, 1. ve 2. sınıf)
Şarkılarıyla gökleri boyayan bir papağan, günün birinde düşlerini yitirir. Düşlerine giden yolu arayan papağanın öyküsü…
Uluslararası ödüllere sahip tasarımcı, illüstratör Yu Rong’un benzersiz desenleri ve yazar, yayıncı Bai Bing’in öyküsüyle hayat bulan Bulut Kuş, özgürlük arayışını ve canlıların yaşamlarıyla ilgili seçim yapma hakkını yorumlayan şiirsel bir felsefe kitabı. Çin’in en yaygın geleneksel sanatlarından olan kâğıt kesme sanatının da kullanıldığı desenler, okuru alışılmışın dışında bir düşünce ve duygu dünyasıyla tanıştırıyor. Zengin desenleri ve yalın diliyle etkileyici Bulut Kuş, her çocuğun ve yetişkinin, kütüphanesine katmak isteyeceği özel bir koleksiyon kitabı. Birlikte okumak, sayfalarında kaybolmak için birebir.
2-) Bisküvi Kutusundaki Martı – Doğan Gündüz, Can Çocuk (8 yaş ve üstü)
Doğan Gündüz, bu romanında, bir martının hayatını kurtarmak için çırpınan bir çocuğun yetişkinler dünyasına bakışını ve kendi iç dünyasındaki salınımları anlatıyor. Kim inanır bir martının denizde boğulabileceğine! Tabii ki çocuklar… Bir de, çocuk gözüyle bakmayı unutmayanlar. İyi ki de inanırlar, yoksa denize düşen martıların hali nice olurdu? Şehirlerde kısılıp kalmış canlıların imdat çağrısını kim duyar, yardımlarına kim koşardı?Yetişkinleri önyargılarından uzaklaştırıp, bisküvi kutusunda bir martı olduğuna inandırabilmek zor iş. Daha da zoru, denize düşen bir martıyı ait olduğu yere, gökyüzüne kavuşturmak. Çocuğun da aklından çıkaramadığı soru bu: Acaba martı arkadaşı gökyüzüne kanat açabilecek mi?
3-)Doğa ve Kirlilik – Brigitte Labbé, Günışığı Kitaplığı (4, 5 ve 6. sınıflar)
Dünya koca bir çöplük mü? İnsan doğanın parçası değil mi?
İnsan, zekâsı sayesinde hayatını kolaylaştıran binlerce şey icat etti. Büyük bir uygarlık yarattı.Ama bunu yaparken, kendini gitgide bütün diğer canlılardan üstün hissetmeye başladı. Doğaya istediği gibi kullanabileceği dev bir depo, her şeyi atabileceği devasa bir çöplük gibi davranmaya başladı. Sonunda insan, kendisinin de doğanın parçası olduğunu, yeryüzündmız ve her şeyden önce onu tanımamız gerekir. Haydi o zaman, evimizi, Dünya gezegenini, uçsuz bucaksız Evren’in içindeki bu küçücük noktacığı tanıyalım!İklim, mevsimler ve hava, Dünya üzerindeki krallıklarını binlerce yıldır sürdürüyorlar; hem doğa, hem de insan hayatı üzerinde belirleyici ve önemli etkileri var. Mevsimler nasıl değişir, iklim nedir, nasıl ve niçin değişir, iklim türleri nelerdir? Bilim insanlarının geçtiğimiz yüzyıllarda hüküm süren iklimi hangi yöntemlerle belirlediklerine tanık oluyor ve gelecekteki iklimin nasıl olacağına yönelik bulgulara göz atıyoruz. Amacımız, çevre kirliliği, iklim değişikliğinin kocaman bir gezegenin hayatını ne yönde etkileyeceği, insan faaliyetlerinin sonuçları üzerine biraz olsun düşündürtmek. Umarız bu kitabı okuduktan sonra gündelik hayatımızda bazı küçük değişikliklere gider ve bize milyarlarca yıldır ev sahipliği yapan emektar Dünya’ya az da olsa nefes aldırırız
4-) Mevsimler ve İklim – Anna Hatzimanoli, Ayrıntı Çocuk (6-10 yaş)
Büyülü doğasını ve tüm güzelliklerini korumak için, dünyamızın değerini anlamamız ve her şeyden önce onu tanımamız gerekir. Haydi o zaman, evimizi, Dünya gezegenini, uçsuz bucaksız Evren’in içindeki bu küçücük noktacığı tanıyalım!
İklim, mevsimler ve hava, Dünya üzerindeki krallıklarını binlerce yıldır sürdürüyorlar; hem doğa, hem de insan hayatı üzerinde belirleyici ve önemli etkileri var. Mevsimler nasıl değişir, iklim nedir, nasıl ve niçin değişir, iklim türleri nelerdir? Bilim insanlarının geçtiğimiz yüzyıllarda hüküm süren iklimi hangi yöntemlerle belirlediklerine tanık oluyor ve gelecekteki iklimin nasıl olacağına yönelik bulgulara göz atıyoruz. Amacımız, çevre kirliliği, iklim değişikliğinin kocaman bir gezegenin hayatını ne yönde etkileyeceği, insan faaliyetlerinin sonuçları üzerine biraz olsun düşündürtmek. Umarız bu kitabı okuduktan sonra gündelik hayatımızda bazı küçük değişikliklere gider ve bize milyarlarca yıldır ev sahipliği yapan emektar Dünya’ya az da olsa nefes aldırırız.
5-)Dedem Bir Kiraz Ağacı – Angela Nanetti, Günışığı Kitaplığı (4, 5 ve 6. sınıflar)Çok ödüllü bir yazardan Akdeniz sıcaklığında bir çocuk klasiği!
İtalyan edebiyatının güçlü yazarlarından, Hans Christian Andersen Ödülü sahibi Angela Nanetti’nin tüm dünyada çok sevilen romanı sevginin büyülü sarmallarında dolanan bir çocuğun aile büyükleriyle yaşadığı sıcaklığı, taşra yaşamının sevecenliğini yansıtıyor. Ölüm gibi zor bir temayı çocuk gerçekliğine taşıyan roman, insanı doğadan koparıp, kendisine yabancılaştıran kent yaşamı üzerine de düşündürüyor. Küçük Tonino’nun aile büyükleriyle ilgili duygularını onun dilinden şiirsel bir gerçekçilikle aktaran roman, çağdaş çocuk edebiyatının klasiklerinden kabul ediliyor. Tonino, köyde yaşayan dedesiyle anneannesine düşkün bir çocuktur. Onların köydeki sevgi ve eğlence dolu yaşamı, Tonino için anne babasının baskısından uzak, özgür günler anlamına gelmektedir. Annesi doğduğunda dedesinin dikmiş olduğu kiraz ağacı Felice ve anneannesinin beslediği akıllı kaz Alfonsina, Tonino için çok özeldir. Hele, yaşamındaki önlenemez değişiklikler, Felice ve Alfonsina’ya yepyeni bir gözle bakmasına neden olacaktır…
6-) Ben Bir Gürgen Dalıyım- Hasan Ali Toptaş
Hümanist, doğadan, yeşilden, canlılardan yana savaş karşıtı bir kitap. Ben Bir Gürgen Dalıyım. Kısa cümlelerine ve basit anlatımına rağmen anlattıkları itibariyle ağır bir metin.
“Ege toprağında gencecik bir gürgendim ben. Beşparmak Dağları’nın ardında, küçük bir düzlükte yaşardım.” sözleriyle açılan hikâyeyi gürgenin ağzından dinliyoruz. “Bir çiçek kokusundan nasıl taşar, diyeceksiniz belki. Taşmaz olur mu, taşıyordu işte; görüp kokladığımız çiçeğin ötesinde düşsel bir çiçek daha gördünüz mü, taşıyordu… Hep birlikte aşka gelip şarkı söylerken, biz yalnızca bir çiçek değil, binlerce, milyonlarca çiçek görürdük o düzlükte. Bulundukları yerde nazlı nazlı sallanan dağsümbüllerinin, lalelerde yankılandığını görürdük sözgelimi; işlerini güçlerini bırakıp lalelerin kayakekiklerine, kayakekiklerinin çiğdemlere, çiğdemlerin de sağda solda çınlayan börtü böcek sesleriyle birlikte, gelinciklere doğru aktığını görürdük. Bu yüzden, hangi kokunun kimden yayıldığını bilemezdik bir an.”
Bu metin yeşilist.com ve yeşilgazete.org’dan alıntıdır